Tatil Dönüşü Zeytinyağı Alırken ve Saklarken Nelere Dikkat Etmeliyiz?
Zeytinyağı, mutfağımızın vazgeçilmez bir parçasıdır. Ancak, sağlığımız için bu kıymetli yağı doğru şekilde seçmek ve saklamak büyük önem taşır. Zeytinyağı alırken dikkat edilmesi gereken birkaç kritik nokta, hem lezzeti hem de sağlık üzerindeki etkileri açısından büyük fark yaratabilir.
Zeytinyağınızın Sağlığını Koruyun: Plastik Şişelere Dikkat!
Zeytinyağı alırken dikkat edilmesi gereken ilk şey, ambalajın türüdür. Günümüzde, pet şişelerdeki suyun bile yüksek miktarda mikroplastik içerdiğini biliyoruz.
Zeytinyağı, doğal bir çözücü olduğundan, plastiğin içindeki bazı kimyasalları çözme yeteneğine sahiptir. Zamanla, zeytinyağı bu kimyasallar ile etkileşir, bu da yağın tadını, kalitesini bozar ve sağlık üzerinde olumsuz sonuçlar yaratabilir.
Gıda ve içecek ambalajlarında yaygın olarak kullanılan PET (polietilen tereftalat) gibi plastikler, ısı veya ışığa maruz kaldığında küçük miktarlarda plastik, katkı maddesi veya diğer kimyasalları salmaktadır. Zeytinyağının bu maddeleri çözme yeteneği, plastik ambalajda tutulmasını diğer sıvılara kıyasla daha riskli hale getirir.
Bu sebeplerle, zeytinyağını koyu renkli cam şişelerde veya paslanmaz çelik kaplarda saklamak daha iyidir. Bu tür kaplar, yağı ışıktan ve havadan korur ve zeytinyağı ile kimyasal bir etkileşimde bulunmaz.
Gerçek Soğuk Sıkım ve Erken Hasat Zeytinyağını Nasıl Anlarsınız?"
Zeytinyağı en çok tağşiş yani kandırmacanın olduğu konulardan biri. Zeytinyağının tanıdık bir yerde sıkılması veya kendi bahçenizden toplanması maalesef iyi zeytinyağı üretebilmek için yeterli değildir. Sıkım yapılan makinelerin temizliği, sizden önce nasıl bir zeytinin işlenmiş olduğu, sıkım sıcaklığı, makinanın teknik özellikleri, işleme süresi, hepsi kalitede birer faktördür. Maalesef her üretici soğuk sıkım ve erken hasat ürettiğini iddia ediyor ve bunun gerçek olup olmadığını anlamanın asıl yöntemi zeytinyağı tadımını bilmek. Bir tadım uzmanı sadece koklayıp tadarak zeytinyağının hasat zamanını, soğuk sıkım olup olmadığını, ve üretim süreci ile ilgili pek çok ayrıntıyı anlayabilir. Tadımı bilmeyenler de üreticinin analizlerinin ve sertifikalarının olup olmadığına bakabilir. Analizlerde çok fazla kriter yer alır, bunların içinde en önemlilerinden biri: Polifenol miktarı’dır. Bu değer zeytinin içindeki doğal antioksidanların yağa ne kadar aktarıldığını gösterir ve eğer yüksek ise o yağın erken hasat ve soğuk sıkım olduğunu anlayabilir ve sağlığınız için güvenle tüketebilirsiniz.
Eğer zeytinyağınızı tadarak alma şansınız varsa şunlara dikkat edin.
Zeytinyağını kokladığınızda ilk hissiniz ne? Evet mi?- Hayır mı? Sezginize güvenin.
Size tazelik çağrıştırdı mı? Yoksa size yanlış gelen bir koku mu var?
Bunun dışında buzdolabında donma, renk, koku ve benzeri özellikler ile ürünün organik olup olmadığını anlamak mümkün değildir.
Taze çimen, taze meyve kokularını çağrıştıran aromalar, dalından kopmuş yeşil zeytinde aldığınız kokular neyse bu kokular zeytinyağının kaliteli ve taze olduğunun işaretidir. Öte yandan, siyah zeytinde aldığınıza benzer kokular zeytinyağında istenmez. Bu koku, meyvenin fazla bekletildiğini ve iyi işlenmediğini gösterir. Ayrıca, pastel boya veya yağlı boya kokusu da zeytinyağının bozulduğuna işaret eder.
İyi bir zeytinyağını güvendiğiniz bir üreticiden tercihen tadarak almak en güvenli yoldur.
Peki aldığımız iyi zeytinyağını nasıl koruyabiliriz?
Zeytinyağını Saklarken Bozmak Mümkün
Zeytinyağının en büyük düşmanları ısı, ışık, hava ve kötü kokulardır. Bu nedenle, satın aldıktan sonra saklama koşullarına dikkat etmek zeytinyağının kalitesini korumak için şarttır.
İdeal saklama sıcaklığı 14-20 derece arasıdır. Işık, özellikle güneş ışığı zeytinyağının içerisindeki yararlı bileşenleri kısa sürede yok edebilir. Bu sebeple, zeytinyağını koyu renk cam şişelerde veya teneke kutularda, serin bir yerde saklamak en doğru yöntemdir.
Ayrıca, zeytinyağını hava ile uzun süre temas ettirmekten kaçınılmalıdır. Teneke kutularda saklanan zeytinyağını, koyu renkli birkaç cam şişeye paylaştırmak ve gerektiğinde kullanmak iyi bir çözümdür. Böylece, zeytinyağının hava ile teması minimuma iner ve tazeliği korunur.
Son olarak, zeytinyağının saklandığı yer de oldukça önemlidir. Zeytinyağı, kokuları adeta bir mıknatıs gibi çeker. Bu nedenle, lavabonun altında tenekeyi delerek saklamak yağın çok çabuk bayatlamasına sebep olur.
Zeytinyağı, doğru seçildiğinde ve saklandığında hem lezzeti hem de sağlığa olan faydaları ile sofralarımızı zenginleştirir. Bu değerli yağı en iyi şekilde muhafaza etmek, hem sağlığımızı hem bütçemizi korur.